Çocuğa Yanlış Verilen Dini Eğitim Onu Ateist Yapar
Bazı eğitimciler çocuklara küçük yaşlarda din egitimi vermenin laiklige aykiri oldugunu, ancak ergenlik çagina geldiginde hür iradesi ile buna kendisinin karar vermesi gerektigini ileri sürüyorlar. Bu görüs, gerçekçi bir yaklasim degildir.
Ateist bir anne veya baba din egitimine karsi olsa bile çocugunu içinde yasadigi toplumdan soyutlayamaz. Zira çocuk, yetiskinler gibi pesin yargilara sahip degildir. Çevresinde gördügü herseyle ilgilenir, ögrenme istegiyle doludur, tarafsiz bir gözlemcidir.
Ilk defa duydugu ezan sesini yahut ilk defa gördügü caminin ne oldugunu sorup ögrenmek isteyecektir.
Psikolog Antonie Vergote, Din Psikolojisi isimli eserinde, çocuklarin dogustan din duygusuna sahip olduklarini söyler. Insan sadece etten, kemikten ve kandan ibaret maddî bir varlik degildir. Onu diger canlilardan ayiran dogustan sahip oldugu ruh ve duygu zenginligidir.
Insan sosyal bir varliktir. Sevmek, sevilmek, bir inanca sahip olmak, kendisini degerli ve güçlü hissetmek ister. Bu da ancak bir aileye, bir topluma, bir vatana ve bir dine bagli olmakla mümkündür.
Kuralsiz toplum yoktur. Bir toplumu ayakta tutan kurallar bütününe hukuk diyoruz. Hukukun olmadigi yerde anarsi, kargasa ve kaba güç vardir.
Hirsizligi, haksiz kazanci, zayifi ezmeyi, adam öldürmeyi, kisacasi cana-mala-namusa tecavüzü yasaklayan hukuk maddeleri kaynagini dinden almaktadir. Allah’in elçisi bütün peygamberler bu kurallari insanlara bildirmek ve toplum düzenini saglamak için gönderilmistir. Helâl-haram, sevap-günah kavramlarini kullanmadan, yani dinî kaynaklara basvurmadan çocuklara ahlâkî davranislar kazandirmamiz çok zordur.